İç Dünyanızı Keşfedin

Herkesin kendi sanatçı yanıyla ilişki kurduğu atölyelerdir. ‘İçten geldiği gibi çizmek’ olarak tanımlayabiliriz.

Küçük Gruplar İle Deneyim

4-10 kişilik gruplarla samimi bir deneyim yaşatıyorum.

Çizim Yeteneği Gerekmez

Herkes için uygun bir şekilde yaratıcılığı keşfediyoruz.

Sanatla Terapi Atölyeleri

İçimizdeki potansiyeli ortaya koymamızı sağlayan yaratıcı süreçlerle sanatı hayatımızda çok kez deneyimlemişizdir. Çocukken boyalarla resimler yapmış, kâğıtları keserek kolajlar hazırlamış, kumdan kaleler inşa etmiş ve bunları yaparken keyif almışızdır.

Yetişkin hayatımızda kendimizi “sanatçı” olarak görmesek bile sanatın terapötik etkisini deneyimlediğimiz anlarımız olmuştur. Hobi olarak sanatla ilgilenmiş, resim yapmış, fotoğraf çekmiş ve bu yaratıcı süreçler içerisinde olmanın stresi hafifleten bir yönünün olduğunu keşfetmişizdir. Bir defterin köşesine bir şeyler karalamış ve bu karalama halinin rahatlamamıza destek olduğunu deneyimlemişizdir. Çizdiğimiz sembollerin anlamları üzerine düşünmüşüzdür belki zaman zaman.

Tüm bu yaratıcı etkinlikler kendimizi yatıştırmamızı sağlayan, stresimizi hafifleten, ruh halimizi dönüştüren, sezgilerimizi ve yaratıcılığımızı açığa çıkararak üstesinden gelmekte zorluk çektiğimiz durumları ifade etmemizi sağlayan keyif verici süreçlerdir. Sanat bu sayede deneyimlerimizi kelimeler olmaksızın anlamlandırma olanağı sunar bizlere.  

Sanat Terapisi Nedir?

Sanat terapisi için, “Psikoloji biliminin ve sanatın ilişkisidir.” diyebiliriz. Kelimelerle ifade edemediğimiz duygu ve düşüncelerimizi sanat yoluyla dışa vurduğumuz, kendimizi sanatla ifade ederek anlamlandırdığımız bir süreçtir. Geniş yelpazede birçok farklı grupta kişilere uygulanan (çocuklar, ergenler, yetişkinler, yaşlılar, ciddi kronik hastalık yaşayanlar, özel durumda kişiler, aileler, duygu durum bozukluğu yaşayan bireyler vb.) ve yaygın olarak kabul gören, geçerli bir terapi yöntemidir.

Süreç nasıl ilerliyor?

Yüz yüze ve uzaktan (Online) sanatla terapi atölyeleri düzenlenmektedir. Tek seferlik veya birbirini takip eden seanslar şeklinde ilerleyen bir süreç olarak planlanır. Meditasyon çalışmaları, masal, mandala çizimi, resim, kolaj çalışmaları gibi çeşitli uygulamaların yer aldığı oturumlardan oluşmaktadır.

Her oturum iki saat sürmekte olup en az dört, en fazla on kişilik gruplarla gerçekleşmektedir. Katılmak isteyen kişilerle ücretsiz ön görüşme gerçekleştirilerek gruplar oluşturulur. Bu görüşmelerde sürece dair daha detaylı konuşma fırsatı elde etmekte ve tanışılmaktadır.

İlgilenenler, iletişim bilgilerini aşağıdaki link üzerinden paylaşabilir; gruplar için yeterli kontenjan sağlandığında sizlere haber iletilebilmektedir.

Çizim yeteneği gerekir mi?

Herhangi bir çizim yeteceği gerekmemektedir. Herkesin kendi sanatçı yanıyla ilişki kurduğu atölyelerdir. “İçten geldiği gibi çizmek” olarak tanımlayabiliriz bu süreci. Sanat terapisinde odaklanılan şey, kişinin dış dünyada gördüklerinden ziyade iç dünyasında olanları keşfetmesi, gelen imgeleri fark etmesi ve bunları içinden geldiği gibi yansıtmasıdır.

Uygulamalar sonucunda ortaya eserler çıkarılacak olsa da önceliğimiz, yapım aşaması ve yaratma sürecindeki deneyimlerimizdir. Elimizin hangi malzemelere gittigini, materyalleri nasıl işleyip sanatsallaştırdığımızı, başkalarıyla birlikte sanat yapıyor olmanın nasıl bir deneyim olduğunu, süreçte nelerin zor ya da kolay geldiğini fark etmek gibi deneyimlerin peşinde olduğumuz bir süreç.

Yaptığım eserler yorumlanacak mı?

Sanat terapistleri uygulama sonrasında, kişilerin ortaya çıkardığı eserlerin içeriğindeki anlamla bir noktaya kadar ilgilenirler. Katılımcıların eserlerinin yorumlanması cezbedici görünse de birçok terapist, kişinin kendi eserini kendi yorumlaması ve anlamlandırması konusunda destek olur. Kişinin kendi eseri üzerine düşünmesi, hissettiklerini ifade etmesi, eseriyle ilişki kurması terapi sürecinin önemli bir parçasıdır.

Sanatsal ifadede çokça evrensel sembol yer alsa da sanatı algılama ve ifade etme halimiz kişiseldir. Sanat terapisinde, bir karalamanın, boyamanın ya da çizginin ne anlama geldiğini belirleyenin, o sanat eserini yapan kişi olduğu yaklaşımı, terapötik sürecin bir parçası olmakla birlikte oldukça faydalıdır. Yorumlama kısmı da sanatın kendisi kadar kişisel bir meseledir çünkü anlam, esere bakan kişinin gözündedir. Aynı eser, aynı kişide başka zamanlarda başka duygular uyandırabilir, yeni yönlerini fark etmeyi sağlayabilir. Atfettiğimiz anlamlar, zamanla dönüşebilmektedir ve bunları kişinin kendisinin fark etmesi oldukça kıymetlidir.