Tahmin Değil, Takvim Gibi: Teknolojinin Işığında Yanan Ormanlar ve Zamanın Ruhu ‘Zeitgeist’

Zeitgeist:
Zamanın ruhu demek.
Peki bu çağın ruhu neye benziyor?
Teknoloji ilerliyor.
Gökdelenler göğe doğru yükseliyor.
Evlerimiz sesimizi tanıyor,
Temizlik robotları çalışıyor,
Sorularımızı yapay zekâ yanıtlıyor.
Sanki insanlık, doğaya hükmetmiş gibi görünüyor.
Her şey elimizin altında.
Her şeye hâkimiz gibi.
Ama bu hâkimiyet,
Ne orman yangınlarını durdurabiliyor,
Ne adaletsizliği, eşitsizliği, açlığı…
Ne de birbirimize duyduğumuz yabancılığı çözebiliyor.
Uzaya çıkabiliyoruz, evet.
Ama hâlâ ormanlarımızı koruyamıyoruz.
Sanal ortamlarda dünyayı dolaşabiliyoruz ama
Komşumuzla anlaşamıyoruz.
Çok şey biliyoruz ama hissedemiyoruz.
Acıdan uyuştuk belki.
Şaşkınlıktan kalakaldık.
Neşemiz de yandı, bitti, kül oldu…
Ormanlar gibi yanıyor ve tekrar yeşeriyoruz.
Zamanın ruhu sesleniyor sanki
‘Yüksel’
‘Hızlan’
‘Kazan’
‘Bil’
‘Kontrol Et’
Buna karşın bir ses daha var içeriden,
Daha eski, daha derin…
Diyor ki
‘Daha çok:
Yükselme, topağa bas…
Hızlanma, yavaşla…
Kazandığını paylaş…
Bilmekten öteye uzan hisset…
Kontrol etme, karşılaşmaya açık ol…’.
Çünkü gerçekten baktığımızda görüyoruz:
Gelişmek başka, uyanmak başka.
Bu çağın ruhu,
Belki de hâlâ uyanmayı bekliyor…